Cennet…
*
Cehennem üzerine kurulmuş sırat ile geçilen gizemli hayat.
*
Hz. Adem’in yasak ağacın meyvesinden yediği için dünyaya gönderildiği adres…
*
İçinde bulunan bitki ve ağaçların gölgesiyle kaplanmış yerle gök arası geniş bir meyvelik bahçe.
*
İman edip sâlih amel işleyenlerin ebedî âlemdeki makamı…
*
Rablerinin huzuruna suçlu olarak varmaktan korkanların ve nefsini hevasından arındıranların konağı.
*
Allah’ın rızasını kazananlar için mükafat olarak hazırlanmış hoş bir mekan.
yol
Altlarında
ırmaklar akar Adn cennetlerinin, orada İrem ve Gesi bağlarını mecazda
bırakarak çekirdekli ve çekirdeksiz üzüm bağları ve asmalar vardır.
Asmalı konaklar vardır içinde huriler oturan. Mü’minler pınar başlarında
yüzerler Naim cennetlerinde… Hüsna cennetinde görür Allah’ın kulları
Rablerini… Dolunaya bakar gibi temaşa ederler yaratıcılarını… Kimisini
aşk-ı Hak almış durur… Kimisi Tur’da Rabbinin tecellisini gören Musa
gibi olur. Kimisi kılıçların gölgesinde gelmiştir Cennet’e, kimisi
anasının rızasını alarak varmıştır selam yurduna… Kimisi sabır sayesinde
giymiştir ipek elbiseyi. Kimisi altın kâseden içmiştir Kevser’i…
Peygamberlerin
davetine uyarak iman edip, dünya ve ahirete ait işleri, kulluk
vazifelerini elden geldiği kadar güzel bir şekilde yapan temiz ve
müttakî kişiler için hazırlanmış bir huzur ve saadet yurdudur. Kısaca
ahiretteki nimetler yurdunun adıdır.
Kur'an-ı Kerîm ve hadis-i
şeriflerde Cennet, çeşitli şekillerde tasvir edilmiştir. Bilhassa
Kur'an-ı Kerîm'de ağaçları altından ırmaklar akan Cennetler şeklinde
anlatılmaktadır:
"Cennet takva sahiplerine, uzak olmayarak
yaklaştırılmıştır. İşte size va'dolunan, gördüğünüz şu Cennet'tir ki,
O, Allah'ın taatına dönen onun (hudud ve ahkâmına) riayet eden çok
esirgeyici Allah'a bütün samimiyetiyle gıyâben saygı gösteren, hakkın
taatına yönelmiş bir kalble gelen kimselere aittir. "
(Kâf, 31-33)
"Tövbe
edenler, iyi amel ve harekette bulunanlar öyle değil. Çünkü bunlar hiç
bir şeyle haksızlığa uğratılmayarak Cennet'e, çok esirgeyici Allah'ın
kullarına gıyâben va'd buyurduğu Adn Cennet'lerine gireceklerdir. Onun
vadi şüphesiz yerini bulacaktır. Orada selâmdan başka boş bir söz
işitmeyeceklerdir. Orada sabah, akşam rızıkları da ayaklarına
gelecektir. O, öyle Cennet'tir ki biz ona kullarımızdan gerçekten
müttakî olanları vâris kılacağız. "
(Meryem, 60-63)
Cennet, bu dünyada yapılan iyiliklerin ahirette Allah tarafından verilen karşılığıdır.
Kur'an'da Cenâb-ı Allah şöyle buyurmaktadır:
"Adn
Cennetleri vardır ki altlarından ırmaklar akar. Onlar orada ebedî
kalıcıdırlar. İşte günahlardan temizlenenlerin mükâfatı."
(Tâhâ, 76)
Kaynaklar:
1) Cennet, Durak PUSMAZ, Şamil İslam Ansiklopedisi
2) Cennet, A. Hamit Özyayla, İlkadım Dergisi, Eylül 2004