Cennet Hazinesi - La Havle
la havle anlamı - havl kelimesi hakkında - menevi kuvvet la havle
la havle anlamı - havl kelimesi hakkında - menevi kuvvet la havle
Insanin,
her isinde Kudreti Sonsuza dayandigini, O’nun yardim ve dilemesi
olmadan iyi-kotu hic bir seyin cereyan etmeyecegi inancini ifade etmek
uzere, gunluk hayatta sik sik kullandigi vecizelesmis bazi cumleler
bulunmaktadir. Ancak ne kadar kapsamli bir manaya sahip olduklari ve ne
kadar sevapli olduklari yeterince bilinmemektedir. Bunlardan birisi de La havle vela kuvvete illa billâh, seklindeki cumledir. Biz yazimizda bu cumle uzerinde durmaya calisacagiz.
Bu mubarek cumlede gecen havl kelimesi; hareket ve care anlamina
gelmektedir. Metinde gecen kuvvet kelimesi ise Turkcemizde yaklasik ayni
anlamda kullanilmaktadir. Lugatlerde gecen kelime anlamlari ve hadis
serhlerinde yapilan izahlar goz onune alininca bu cumle su sekilde
tercume edilebilir: “Hayirli isler yapabilmek, gunahlardan kacinabilmek
ve insan gucunu asan olaylar karsisinda metin durabilmek dahil, hareket,
tekâmul, guc ve kuvvet gerektiren her hâlimiz ve her isimiz icin
gerekli guc ve kuvvet ancak Allah’in lutfu iledir.”
Onun icin de insan hayatina kusatici bir nazarla bakanlar bu cumleyi aciklama sadedinde soyle demislerdir:
- Yokluktan cikip vucuda gelmek icin gerekli havl ve kuvvet Allah’tandir.
- Hayatta kalmak icin gerekli havl ve kuvvet Allah’tandir.
- Zarari def’, menfaati celb icin gerekli havl ve kuvvet Allah’tandir.
- Musibetten uzak kalip arzu edilen seyleri elde etmek icin gerekli havl ve kuvvet Allah’tandir.
- Gunaha dusmemek, ibadete devam etmek icin gerekli havl ve kuvvet Allah’tandir.
- Azaba maruz kalmamak, nimete mazhar olmak icin gerekli havl ve kuvvet Allah’tandir.
- Zulmete dusmemek, iman nuru ile tenevvur etmek icin gerekli havl ve kuvvet Allah’tandir.
Havl kelimesinin maddî-manevî zararli seylerden kacinma ve korunma
gucunu; kuvvet kelimesinin ise maddî-manevî, faydali ve musbet seyleri
yapma gucunu ifade ettigi de hadis sarihleri tarafindan belirtilmistir.
Bu cumlenin insan hayatindaki onemine dair su izahlar da yapilmistir:
- Bu cumlede dile getirilen inanc, kusurlu ve aciz olan insana, tabir
yerinde ise haddini (sinirlarini) bildirir, gercek kul¬luga, Allah’in
sonsuz kuvvet ve kudretini itirafa davet eder.
- Bu inanc sayesinde insan kendi nefsinde ve suuru dere¬ce¬sinde, Hakiki Muessiri gorur.
- Bu cumlenin ruhunu kav¬rayan kimse, menfi hâdiselere karsi telasa
kapilmaz ve kalbindeki huzuru muhafaza eder. Hatta dehset salan bir
hâdise ile karsilassa bile; “Mevlâ gorelim neyler, neylerse guzel eyler”
der, ibret nazari ile seyreder.
- Bu cumle yeis ve ucub gibi ma¬nevî hastaliklari tedavi eder. Soyle ki:
Olup biten hâdiselerin ve seytan gibi aldatici varliklarin serbest ve
sahipsiz oldugunu zanneden veya ulfetten dolayi hâdiselerin gercek
failini goremeyen insanin umidi kirilir, bazen hayatini zehir eder.
Diger taraftan, yapilan bazi hayir-hasenata vesile veya araci oldugunu
goren insan, bunlari kendi guc ve kuvvetiyle yaptigini zan¬neder, hakikî
failin kendisi oldugunu dusunur. Oysa mahiyeti itibariyla unutkan,
aceleci, bencil, korkak, muhtac… olan insan daha cok kusurlu, hatali ve
noksan isler yapar. Oyle ise insanin kendini begenip ovunme hakki
yoktur. Iste bu cumle der ki: “Ey insan, isyan, belâ ve musibetlere
maruz kaldiginda umitsiz olma, Allah’tan guc ve kuvvet iste. Diger
taraftan mehâsin ve kemâlata karsi malikiyet davasindan da vazgec.”
- Insan hayatinda tevekkulun buyuk onemi bulunmaktadir. Tevekkul;
tesir-i hakikî vermemekle beraber sebepler dairesinde esbâba arizasiz
riâyet edip kalbin Allah’a tam itimat ve guveni, hatta baska guc
kaynaklari mulâhazasindan butun butun siyrilmasi manasina gelir ki, iki
adim otesi, “gassâlin elindeki meyyit” sozuyle ifade edilen teslim
mertebesidir. Diger bir yaklasimla tevekkul; Cenâb-i Hak’a bel baglayip
itimat etme ve O’ndan baskasina kalbin kapilarini kapama demektir ki;
buna, bedenin ubudiyete, kalbin rubûbiyete kilitlenmesi de diyebiliriz.
Dunyadaki sunnetullah geregi esbaba riayetten sonra tevekkulu dile
getirmenin en guzel sekli ise, konumuz olan, “Havl ve kuvvet, olup biten
her sey, ancak Allah’in izni ve iradesi dâhilinde gerceklesir”
seklindeki kudsî beyandir.
- Bilindigi gibi halk arasinda ofkelenen kisi bu ofkesini yenmek,
dolayisiyla o sinirle nahos bir seye sebebiyet vermemek icin “La havle
…” der. Bununla, ofkeyi yenmenin yolunun da Allah’a dayanmak oldugu
anlatilir.
Bundan sonra konuyu Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem)’in mubarek
sozleri isiginda, onlari baslik yaparak ele almaya calisacagiz.
Cennet Hazinesi
Hazine; altin, gumus, mucevher gibi degerli esya yigini, buyuk servet,
degerli seylerin saklandigi yer anlamina gelir. Mecazi olarak buyuk
baglilik duyulan, deger verilen sey veya kimse manasinda kullanilir.
Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem) bazi hadislerinde La Havle…’nin
ebedî Cennet hayatinda bir hazine oldugunu, diger bir hadislerinde ars
hazinelerinden biri, Hz. Ibrahim (aleyhisselam)’den naklen de bir cennet
fidani oldugunu soyle ifade buyurmuslardir:
Ebû Musa el-Es’arî anlatiyor: “Allah Resûlu Hayber’e gazaya giderken
ashap bir vadide yuksek sesle tekbir getirmeye baladi. Bunun uzerine
Allah Resûlu:
- Yavas tekbir getiriniz! Cunku siz ne sagira dua ediyorsunuz, ne de
gaibe sesleniyorsunuz. Muhakkak ki siz, iyi isiten ve size cok yakin
olan Allah’a dua ediyorsunuz. O her zaman sizinle beraberdir, buyurdu.
Bu sirada ben Allah Resûlu’nun binitinin arkasinda idim. Ben de: “Lâ
havle ve lâ kuvvete illâ billâh” demeye basladim. Sesimi isitti ve:
- Ey Abdullah b. Kays! (Ebû Mûsa el-Es’arî’nin lakabi) diye seslendi. Ben de:
- Buyur ey Allah’in Resûlu, dedim. Efendimiz:
- Ey Abdullah, sana Cennet hazinelerinden bir hazine haber vereyim mi? buyurdu. Ben de:
- Bildir, ey Allah’in Resûlu; anam-babam sana fedâ olsun! dedim. Efendimiz:
- O kelime, “Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh”tir, buyurdu.”
Hz. Ebû Eyyub el-Ensârî (radiyallahu anh) anlatiyor: “Mirac gecesi Allah
Resûlu, Hz. Ibrahim’in yanina ugradi. Hz. Ibrahim (aleyhisselam), Hz.
Cebrail’e yanindakinin kim oldugunu sordu. O da: “Muhammed’dir” dedi.
Hz. Ibrahim soyle dedi: “Ya Muhammed! Ummetine emret, cennete cok fazla
fidan diksinler. Cunku cennetin topragi verimli ve yeri de genistir.”
Allah Resulu, cennet fidaninin ne oldugunu sordugunda da su cevabi verdi
Hz. Ibrahim: “Lâ havle ve lâ kuvvete illa billâh”tir.”
Hz. Hazim b. Harmele de bir gun Efendimiz’e ugradiginda kendisine sunu
soyledigini belirtmektedir: “Ya Hazim! La havle vela kuvvete illâ
billah’i cokca soyle; zira o cennet hazinelerinden biridir.” Hz. Muaz
ise Efendimiz’in kendisine, “Sana Cennet kapilarindan birini haber
vereyim mi?” diye sordugunu ve arkasindan da: “O La havle ve lâ kuvvete illâ billâh’tir” dedigini haber vermektedir.