Kur'an-ı Kerîm'de Cehennem'in yedi kapısının olduğu belirtilmektedir.
"Cehennemin yedi kapısı olup, onlardan her bir kapı için bir grup ayrılmıştır." (Hicr, 44).
Onun,
o cehennemin yedi kapısı vardır. Yani gireceklerin çokluğundan dolayı
yedi giriş kapısı veyahut azgınlığın çeşit ve derecelerine göre, önce
Cehennem, sonra Lezzâ, sonra Hutame, sonra Sa'îr, sonra Sekar, sonra
Cehîm, sonra Hâviye isminde yedi tabakası vardır. Her kapı için,
onlardan (o azgınlardan) bir grup ayrılmıştır.
Ebu's-Suûd Tefsiri'nde deniliyor k:
"Muhtemelen
yedi kapı ile sınırlanması, helak eden şeylerin beş duyu ile hissedilen
şeylerle şehvet ve öfke kuvvetlerini gereğine mahsus olmasındandır."
Bununla beraber bunda diğer bir ihtimal vardır ki, şeriat dili açısından
akla daha uygundur. Çünkü cehennem kapılarının yedi olması ile cennet
kapılarının sekiz olması arasında apaçık bir ilişki vardır. Bundan
dolayı denebilir ki, bu kapıların mükellef organlarla ilgili olması
düşünülür.
Bilindiği gibi insanın mükellef organları sekiz tanedir:
Kalb, dil, kulak, göz, el, ayak, ağız, cinsel organ. Bunların yedisi
açık, birisi gizlidir ki, o da kalbdir. Doğrudan doğruya Allah'a bakan
kalp kapısı açık olursa, bu sekiz organın her biri Allah'ın emri üzere
hareket ederek cennete birer giriş kapısı olabilir. Ve bu şekilde
cennete sekiz kapıdan girilir.
Fakat içte ruh körlenmiş, kalb
kapısı kapanmış bulunursa dıştaki yedi organın her biri cehenneme
açılmış birer giriş kapısı olurlar. İşte cennet kapıları sekiz olduğu
halde, cehennem kapılarının her birine ayrılmış bir grup olmak üzere
yedi olması, Allah daha iyi bilir ki bu hikmetten dolayıdır. "Ve ona
ruhumdan üflediğim zaman..." (Hıcr, 15/29) ifadesinin şerefine nail
olmakla iman ve marifet kapısı olan kalb, cehenneme kapalıdır. Ondan
yalnız cennete girilir, Allah'a erişilir. Kalbi açık olan kimse şeytana
uymaz, Allah'ı inkâr etmekten ve O'na isyan etmekten sakınır.
Kaynak: Elmalı Tefsiri
"Cehennemin yedi kapısı olup, onlardan her bir kapı için bir grup ayrılmıştır." (Hicr, 44).
Onun,
o cehennemin yedi kapısı vardır. Yani gireceklerin çokluğundan dolayı
yedi giriş kapısı veyahut azgınlığın çeşit ve derecelerine göre, önce
Cehennem, sonra Lezzâ, sonra Hutame, sonra Sa'îr, sonra Sekar, sonra
Cehîm, sonra Hâviye isminde yedi tabakası vardır. Her kapı için,
onlardan (o azgınlardan) bir grup ayrılmıştır.
Ebu's-Suûd Tefsiri'nde deniliyor k:
"Muhtemelen
yedi kapı ile sınırlanması, helak eden şeylerin beş duyu ile hissedilen
şeylerle şehvet ve öfke kuvvetlerini gereğine mahsus olmasındandır."
Bununla beraber bunda diğer bir ihtimal vardır ki, şeriat dili açısından
akla daha uygundur. Çünkü cehennem kapılarının yedi olması ile cennet
kapılarının sekiz olması arasında apaçık bir ilişki vardır. Bundan
dolayı denebilir ki, bu kapıların mükellef organlarla ilgili olması
düşünülür.
Bilindiği gibi insanın mükellef organları sekiz tanedir:
Kalb, dil, kulak, göz, el, ayak, ağız, cinsel organ. Bunların yedisi
açık, birisi gizlidir ki, o da kalbdir. Doğrudan doğruya Allah'a bakan
kalp kapısı açık olursa, bu sekiz organın her biri Allah'ın emri üzere
hareket ederek cennete birer giriş kapısı olabilir. Ve bu şekilde
cennete sekiz kapıdan girilir.
Fakat içte ruh körlenmiş, kalb
kapısı kapanmış bulunursa dıştaki yedi organın her biri cehenneme
açılmış birer giriş kapısı olurlar. İşte cennet kapıları sekiz olduğu
halde, cehennem kapılarının her birine ayrılmış bir grup olmak üzere
yedi olması, Allah daha iyi bilir ki bu hikmetten dolayıdır. "Ve ona
ruhumdan üflediğim zaman..." (Hıcr, 15/29) ifadesinin şerefine nail
olmakla iman ve marifet kapısı olan kalb, cehenneme kapalıdır. Ondan
yalnız cennete girilir, Allah'a erişilir. Kalbi açık olan kimse şeytana
uymaz, Allah'ı inkâr etmekten ve O'na isyan etmekten sakınır.
Kaynak: Elmalı Tefsiri